11 Eylül 2014 Perşembe

Hayat işte..!

Ne zaman blog üzerinde yoğunlaşmak istesem hep araya bir şeyler girdi. Sağlık sorunları, bazen iş yoğunluğu, bir dönem yaşadığım düğün telaşı vesaire. Bu yüzden bir türlü devamlılık sağlayamadım. En son 2 ay önce niyetlendim bu sefer de ciddi bir sağlık problemi araya girdi yine yazamadım. Belki de yapamadım.

Bu sabah sevgili arkadaşım Demet Yılmaz'ın blogunda bir yazı okudum. "Geç Bunları" yazmış Demet. Yazısını okuyunca çooook eskilere gittim yine. Yakın zamanlarda birbirine benzer konuda olmasa da benzer şiddette acılar yaşadık ikimiz de. 12-13 yıl önce lise koridorlarında saçma sapan konulara üzülür,  bir de bunları kafaya takıp saatlerce konuşurduk.  O zamanlar, ilerde böyle yol ayrımlarıyla karşılaşacağımızı söyleseler,  bir tarafımızla güler geçerdik herhalde.

Hayatta bazı şeyler vardır ki asla başınıza gelmez zannedersiniz. Gazetelerde okursunuz, haberlerde izlersiniz, bazen filmlere konu olur. Bunları okurken veya izlerken üzülür,  hatta gözyaşı dökersiniz. Fakat her daim tahtaya vurmak suretiyle Allah korusun der, olabilme ihtimalini bile aklınıza getirmezsiniz.

Ne var ki hayatta her şey gerçekten de insanlar içinmiş. Son 8-9 ay içinde yakın arkadaşlarımın, ailemin ve benim başıma gerçekten de olma ihtimalini bile düşünemediğim şeyler geldi. Düğün sonrası hem benim hem de eşimin ailesinde bir çok sağlık sorunu oldu. Ameliyatlar, doktor kontrolleri, anneanne ve babaannelerimizin günün birinde aramızdan ayrılabileceği ihtimalleriyle karşı karşıya kalmak, kendi kayıplarımız,  dostlarımızın kayıpları derken bir baktım ki neredeyse evleneli 1 yıl dolacak. Zaman nasıl da akıp geçmiş!

Dışardan bakıldığında her şey toz pembe gözükse de,  içerisi her daim aynı olmuyor malesef.  Bu yüzden Demet'in de dediği gibi kafanıza taktığınız minicik şeyleri geçiniz lütfen. Çünkü gün geliyor,  "Ayy her gün saçını yıkamazsam deliririm" diye söylenen siz, sağlık problemleri yüzünden hastaneye yatırılınca 1 hafta saçınızı yıkayamayıp bunu önemsemiyorsunuz bile. Ya da çok uğraşıp nihayet verebildiğiniz o 5 kiloya sevinemeden, aylarca hareketsiz yatmak zorunda kalıp 15 kilo alınca, "Ama çok şükür her şey yolunda kilo nasıl olsa verilir. " diyip kendinizi daha da çok sevinirken bulabilirsiniz.

Saç,  baş,  kilo, kılık kıyafet mutlaka elde edilir. Sonuçta her şeyin çaresi var. Ama hiçbir para, hiçbir torpil, hatta hiçbir nüfuzlu akraba sağlığınızı satın alamaz.  Geçmişte de almamıştır,  gelecekte de almayacaktır.

Yine de aylarca her gece şükrederek uyudum, her sabaha şükrederek uyandım. Böyle yapmaya da devam edeceğim. Çünkü artık hem kendim, hem eşim, hem ailelerim için güçlü olmakla beraber minik bir lokum için de güçlü olmak zorundayım. En büyük şükür sebebim de benim CANIM Ailem! Başta annem, babam, kardeşim ve  sevgili eşim olmak üzere tüm ailem! Onlar olmasa her şey 10 kat daha zordu benim için. Hepsi işini gücünü bırakıp, kendi üzüntülerini unutup beni avuttular. Onlar yanımda olduğu sürece ben her zorluğu aşarmışım meğersem. Hatta 2 ay evden çıkmasam da onlar sayesinde hiiiç sıkılmazmışım! Meğer ben de annem kadar güçlüymüşüm de haberim yokmuş. Kızım da çok güçlü olacak inanıyorum.

Umarım herkes ne için dua ediyorsa, en yakın zamanda ona kavuşur.  Kötü dualar ise asla hedefine ulaşmaz.

Sağlıkla, sıhhatle...