3 Nisan 2013 Çarşamba

Asıl hayvan kim?


Şimdi arkanıza yaslanın ve hayal edin.Siz bir canlısınız. 5 duyu organınız var. Çoğu canlı gibi acıkıyorsunuz, hasta oluyorsunuz, seviniyorsunuz, üzülüyorsunuz, bunalınca sokağa çıkmak istiyorsunuz, güzel bir şey başarınca ödüllendirilmek istiyorsunuz... Ee bunda ne var diyebilirsiniz. Ama farzedin tüm bunları yaşarken, hiçbirini sözle ifade edemiyorsunuz, kendi başınıza kararlar veremiyorsunuz. Hep, birilerinin sizi farketmesini ya da hatırlamasını beklemek zorundasınız. Üstelik bunu değiştirmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok ve ömrünüz sadece ortalama 15 yıl. Ne kadar kötü değil mi? Sanırım ne hakkında yazdığımı anladınız. Sokak hayvanları ve evde yaşamalarına rağmen kaderleri pek de farklı olmayan"evcil" hayvanlarımız !

Bu, çoğu insandan daha "insan"olan sevimli dostlarımızın tek çareleri biz insanlarız. Onlar acıktıklarında bir restoranta girip kendilerine lezzetli yemekler sipariş edemezler, ne bulurlarsa ya da ne verilirse onu yemek zorundalar. Karınları ağrıdığında ya da mideleri bulandığında hastaneye başvurup gerekli tetkikleri yaptıramazlar. Eğer şanslılarsa durumları farkedilir ve ancak öyle tedavi edilebilirler. Kış mevsimi geldi çattı ama onların içi tüylü botları, şemsiyeleri ya da yağmurlukları yok. Ancak biz sağlarsak sığınacak bir yuvaları olabilir yoksa en yakın saçak altında saklanabilmek için bazen kilometrelerce yürümek zorunda kalabilirler. 

Kırmızı ışık, yeşil ışık, yaya geçidi bilmez onlar. Yol boşsa karşıdan karşıya geçerler, ama bizler dikkatsizsek,hızımız normalin üzerindeyse pek de şansları yoktur. Yaralanırlar ve bir köşede ölüme terkedilirler.

Bazıları ise sokakta değil evde yaşar.Çileleri daha petshoplarda başlar. Bazen kimse almadığı için aylarca o minicik kafeste durmak zorunda kalırlar. Camın arkasından fotoğraflarını çeken çok olur ama halinden anlayan pek az! 

Sonunda "satın alınıp", bir yuva sahibi olduklarında, üç gün ilgilenilip sonrasında çok daha büyük bir boşlukla karşı karşıya kalırlar. İlgisizlik !

Evet, sabah akşam mamaları verilir, sıcacık bir evde yaşarlar ama gelin görün ki onlarla ilgilenen, oyun oynayan kimseleri yoktur. Pahalı tasmaları ve süslü tişörtleriyle, zaman zaman hatırlanan canlı oyuncaklardır. 

Ne kadar acı bir yaşam şekli ve de ne talihsiz! Halbuki onların tek istediği sevgi. Kısacık yaşamlarını güzel geçirmeleri için bizler üzerimize düşeni yapıyor muyuz sizce? Yaşadığımız sokağa bir kap su, bir kase yemek bırakmak ne kadar zor olabilir ki? Gerçi birlikte yaşadığımız caniler bunu bile çok görüyorlar. Geçtiğimiz yaz sokağın başına koyduğum koca bir kap suyu, ertesi gün içine deterjan konulmuş bir şekilde bulmam, insan adı altındaki varlıkların zihniyetini açıklayan en fena örnektir benim için. 

Hepimizin kendine göre birer sosyal hayatı var. O olmazsa mesleği var. O da yoksa iyi kötü zaman geçireceği arkadaşları. Ama onların tüm hayatı biziz. Eğer gezdirirsek gezerler,ilgilenirsek sevinirler, oyun oynarsak sevinçten deliye dönerler.

Eğer bu yazıyı okuyorsanız lütfen bir dakika durup düşünün. Aslında sizin için çok kolay olan bazı şeyler sayesinde onların hayatını bir nebze olsun kolaylaştırabilirsiniz.

Apartman önlerine koyacağınız su ve mamalar veya barınaklara yapacağınız cüzi miktarda yardımlar bile bu masum dostlarımıza ne kadar çok yardımcı olacak inanamazsınız. Bazılarınızın yüreği,tıpkı benim gibi barınaklara gitmeyi kaldırmayabilir. Ama internet üzerinden tek bir tıkla dilediğiniz miktarda yardım yapabilirsiniz. Daha da güzeli onlara bir yuva sağlayabilirsiniz. Yeri geldiğinde sizin için gözünü kırpmadan canını tehlikeye atabilecek dostunuzun yaşam hakkı için siz, aslında çok şey yapabilirsiniz. Bir barınağa bağışlayacağınız eski bir battaniye bile çok şey ifade ediyor ve bu bağışın sizde hissetireceği duyguları anlatmak imkansız...

Zengin olmak, toplumda saygın olmak, bir yere gidince tanınmak... Bunların hepsi gelip geçici. Ama vicdan sahibi olmak,duyarlı olmak, hissedebilmek... İşte insan olabilmek bunlarla alakalı. Yoksa yanlış mı düşünüyorum?

Bir canı yaşattığınızı, ona yardımcı olduğunuzu hissedebileceğiniz bir yaşam dileğiyle...

Online Bağış için tıklayın.